Bu Blogda Ara

23 Haziran 2011 Perşembe

Sizi İpek Hanım'la tanıştırabilir miyim?

İpek Hanım çok şanslı. Annesi onu organik etiketli kavanoz mamalarıyla beslememiş. Onun için gidip Aydın Nazilli'nin Ocaklı Köyü'nde bir çiftlik kurmuş. Ve bu çiftlikte yetiştirdiği herşeyle besleniyor, büyüyor İpek. Çiftliğe de adı verilmiş. Çok şanslı. Bizler de şanslıyız ki İpek'in annesi Pınar Hanım, çiftliğinde yetiştirdiği ve Ocaklı köyünde köylülerin yaptığı tüm lezzetleri bize ulaştırabiliyor. Sizler de biliyorsunuz ki, yediğimiz içtiğimiz herşeyde bir kimyasal var artık. Ve su maalesef bu kimyasalları temizlemeye yetmiyor. "Organik" ifadesi kendi içini ne kadar doldurabiliyor. Pazarcı amcanın eliyle yapıştırdığı "organik" yazılı etiketler o domatesi organik yapıyor mu? Pınar Hanım diyor ki; Ege'nin köy ürünleri zaten yüzyıllardır organik, etikete gerek yok. Yazımın sonunda bu harika hikayenin sahibi İpek Hanım çiftliğinin web adresini vereceğim. Bence bu hikayeyi benden değil, direk ilk ağızdan dinlemelisiniz. Üye olmalısınız. İpek'in annesinin kaleme aldığı yazılarla birlikte haftalık ürün listesi size de ulaşmalı. Ben sadece heyecanımı paylaşmak istiyorum, ve bu çiftlikle daha çok kişi tanışsın istiyorum. İpek Hanım çiftliğinden her hafta sizlere ulaşan listeler üzerinden siparişinizi veriyorsunuz. Sizin için özenle bir koli hazırlanıyor. Hem de nasıl özen. Hiçbir ürüne zarar gelmemesi için koli içinde koli. Hemen ertesi günü elinizde.
Bugün yeni kolim geldi. Koliyi açmak çok heyacanlı gerçekten. Hepsinin hiçbir tarım ilacına maruz kalmadan yetiştiğini bilmek ve direk tarladan toplandığı gibi bana ulaştığını hissetmek. Koklamak. O kadar mutluluk verici birşey ki, hemen sizle paylaşmalıyım diye düşündüm. 
Domateslerim teker teker sarılmış. Kiloluk poşetler yapılmış (ben 3 kilo istemiştim) 3 ayrı poşet ve bir kolinin içinde. O da diğer büyük kolinin içinde. Fotoğrafraftaki 1 kilo damotesim. Kokusu o kadar güzel ki. Yemeğe doyamayacaksınız:)

Hangi birini yazsam, hangi birinin fotoğrafını koysam bilemedim. Patlıcanlar, biberler, salatalıklar... Salatalıkların hepsi ayrı boy. Tornadan değil, tarladan çıkmış belli.




Ya mısıra ne demeli. İnternette en çok GDO hikayesi olan Mısır. Mısır yemeğe korkar olduk. Bu mısırlar  başka. :) Mısır düşkünü biri olarak hazineyi bulduğumu düşünüyorum.


Sadece sebze-meyve değil çiftlikten gelen. Ya bala ne demeli,  ya kızılcık marmelatına ne demeli. Hepsi harika. Hangisinden bahsetmeliyim bilemedim.  Benden söylemesi. Fiyatlar gayet makul. Makul bir kargo ücretine koliniz kapınıza hazır geliyor hem de yüzbinkere daha organik, yüzbinkere daha lezzetli.
Mutlaka deneyin derim. Ne hoş değil mi? :)


Evet sitenin adresini veriyorum. Pınar Hanım'a mail atarak listeye kaydınızı yaptırıyorsunuz. Haftalık olarak yenilenmiş bir liste size ulaşıyor. Siparişinizi veriyorsunuz. Ödemeyi sonra bankaya havale ediyorsunuz. Herşey çok kolay. http://www.ipekhanim.com
Hayatın tadını çıkarın.
Sevgilerimle
Fatma Yıldız

1 yorum: